Herkese merhaba!
Yazmayı çok uzun zamandır ertelediğim İngiltere ve Almanya seyahet yazılarıma yer vermeye başlıyorum artık. İlk yazı Brighton.
Hello everyone
İ am started to write my delayed England and Germany trip posts. First one is : Brighton
Brighton Manş Denizi'ne kıyısı olan, daha çok sanatçı ve gençleri barındıran bir şehir. Sokaklarda ve gittiğimiz restoran ve kafelerde bunun etkisini bolca gördüm, moda sever olarak birçok farklı tarz ve stilde giyinmiş insanları görmek çok ama çok hoşuma gitti. En güzeli ise kimsenin aaa ne giymiş bakışları atıp birbirini süzmemesi sanırım.
Ben gittiğimde şanslıydım ki güneşli bir haftasonu günüydü. Biz daha çok plaj ve sahile yakın kısımlarında dolandık.
Gün içinde yaşadığım en komik olay Brighton Pier de İngilizlerin meşhur fish and chips ( balık ve patates kızartması ) nı almayı beklediğimiz sırada önce bir off arkasından cık cık cık sesini duyup ' aha Türk ' diye anında neredeyse boynumu kıracak hızda çevirip Türk bir çifti görmemdi. Normalde olsa belki konuşurdum ama 'cık cık ' yapan kızımız yanındaki erkek arkadaşına trip atıyordu , en iyisi bulaşmamak dedim :D Olayı bu kadar komik bulmamın bir sebebi de erkek arkadaşımın biz Türklerin gün içinde kullandığı cık cık, sadece cık vb bir çok herhangi bir kelime anlamı olmayan ama bir şeyler ifade eden sesleri ne kadar çok kullandığımızı söylemesi, çok ilginç bulmasının üstüne oldu bu olay.
Sahil boyunca bir sürü restoran ve cafeler var, hepsi birbirinden renkli ve ilginç isimlere sahip. Brighton Pier ise üstünde ufak şeker dükkanından tutunda lunapark ve oyun salonuna kadar bir çok şey bulundurmakta. Bu Hello Kitty' i tam pes etmişken oyun makinesinden kazandık. Sanırım makine artık bize acıdı ve adeta kendi kendine hareket ederek bunu tutup verdi bize. :D Ben hintli hello kitty diyorum alnındaki lekeden dolayı, gerçi yıkanınca çıktı.
Pier' in girişindeki dondurma ve krep yapan yerler var. Krepçiyi kesinlikle ama kesinlikle denemelisiniz, dürüm gibi sarıp elinize veriyorlar ve dolaşırken atıştırabiliyorsunuz. Yalnız martılara dikkat, resmen saldırıp elinizden yiyeceğinizi kapıyorlar, çok çığlık duyduk gezinirken :D
Brighton' ın daha iç kısımlarına girdiğimizde evler, süpermarketler, publar ve mağazalar görmeye başlıyoruz. Şansıma kapalı olan bu GAK bana dendiğine göre oranın en ünlü müzik aletleri satan mağazasıymış, girmeyi çok isterdim.
Akşama doğru yine sahile dönüyoruz, hava çok soğuyor ve ben çok şaşırıyorum, bildiğiniz dondum millet hala beli açık yatıyor dolanıyor, maşallah maşallah diyorum ve son fotoğrafları çekip arabamıza doğru koşuyorum.
Hepsi bu kadar, başta da dediğim gibi bu şekilde yazılar yazmaya devam edeceğim. Umarım hoşunuza gitmiştir, bol resimli bir yazı oldu :)
sevgiler
I felt really lucky cause weather was amazing and so sunny. We first walked by the sea on beach. There were so many different and fun looking restaurants and cafe places. Then we went to Brighton Pier. I really wasnt expecting to find an amusement park on there. lol We had some fish n chips and played on Arcade. My bf won this Hello Kitty for me :)
Crepes outside of the pier is a MUST. so delicious and so many options. Tho. must be careful against to seagulls.
After we decided to take a look at more interior parts of Brighton. Started to see houses, markets n pubs.
I really wanted to take a look at GAk but sadly it was closed.
After relaxing on a pub we decided to go back to beach to watch sunset. I was surprised to feel sudden change of weather, so cold! Tho. there were people with open belly clothes n dont seem to affected by cold lol Sunset was amazing <3
Then it was time to go back home and leaving gorgeous Brighton. I really cant wait to see Brighton again.
have a nice day!
x
1 comments:
Lovely photos!
love, Turn it inside out
Yorumlar